Bağdat Cad. Gökmen Ap. 132 Feneryolu İST

Panik Atak

Panik atak, beklenmedik bir anda, herhangi bir yerde ortaya çıkan, yoğun kaygı, bunaltı, korku karışımı bir nöbettir. Nöbetin yaşattığı korku ve rahatsızlık duygusu kişiye sonunun geldiğini, öleceğini hissettirecek kadar yoğun olabilir. Panik atağı yaşayanların bazıları, o esnada kalp krizi geçirdiklerini ve öleceklerini hissederler. Nedensiz korku, endişe ve panik hali fiziksel olarak nefes daralması, göğüste ağrı, nefes alamama hissi, kalp çarpıntısı, terleme olarak hissedilir. Ölüme yakın olmanın yarattığı dehşet ve kaygıyla bir an önce acile-doktora yetişmeğe uğraşır. Kimisi aklını kaçıracağını, felç geçireceğini, kontrolünü yitireceğini, düşüp bayılacağını hisseder. Böyle bir korku fırtınasını yaşayan insan, doğal olarak o ortamdan ve durumdan kaçma, uzaklaşma davranışı gösterir, hemen yardım alınabilecek bir sağlık kuruluşuna başvurur.

Panik Atak Neden Olur, Nasıl Gelişir.

İlk atakların 1/3’ü evde, 1/3’ü kalabalıkta, 1/3’ ü araba kullanırken ya da araba içinde olur. Panik atak aslında

  • Çarpıntı
  • Göğüs ağrısı
  • Nefes alamama
  • Boğulma hissi
  • Bunaltı
  • Uyuşma
  • Baş dönmesi
  • Terleme
  • Titreme
  • Sıcak-soğuk basması
  • Kontrol kaybı korkusu
  • Ölüm korkusu
  • Çıldırma korkusu

gibi hızlı merdiven çıkmaktan kaynaklanan bir “çarpıntı” ya da ani hareketten kaynaklanan bir “baş dönmesi” gibi başka bir anlama gelmeyen “masum” bedensel durumların felaket olarak algılanmasıdır. Atağa eşlik eden bedensel duyumlara bağlı yorumlar, duyumun anlamını değiştirir ve kişiyi dehşete düşürür. Nöbet sırasında kişinin aklından

  • Öleceğim
  • Felç olacağım
  • Kalp krizi geçiriyorum
  • Delireceğim
  • Kendimi kontrol edemeyeceğim
  • Aptalca davranacağım
  • Kusacağım
  • Bayılacağım
  • Çığlık atacağım
  • Anlamsız konuşacağım

gibi tipik düşünceler geçer. Acile gidildiğinde, genelde organik neden bulunamaz ancak tatmin edici açıklama da yapılamaz. Bunun sonunda kişi çok daha ciddi rahatsızlığı olduğunu ve doktorun bunu bulamadığını, anlayamadığını düşünmeye başlar. Kişiye ikinci bir atak geçirmeyeceği söylense bile kişi bedensel duyumlara dikkat etmeye devam eder. Bu da yeni atakları tetikler. Aniden başlayan panik atak şiddet açısından tepe noktasına yaklaşık 10 dakikada ulaşır ve nadiren 30 dakikadan daha uzun sürer. Ancak, bu süre atağı yaşayan kişiye bir ömür kadar uzun gelebilir.

Atağın yarattığı duygu durumunun ağırlığından dolayı kişiler atakların ortaya çıkabileceği durumlardan, panik atağın utandırabileceği ortamlara girmekten kaçınmaya başlayabilir. Dolayısıyla, panik atak, atakların gelme olasılığı olan ancak durum itibariyle ordan kaçılamayacak yerler olan sinema, tiyatro otobüs gibi yerlere girememe, girmekten kaçınma ve korkmaya yani “agorafobi”ye de dönüşebilir veya agorafobiyele birlikte görülebilir. Benzer  şekilde, atakların beklenmedik olması, yaygın gibi algılanması (her yerde olabilir) ve kontrol edilememesi sonucu yaşam kısıtlanır ve sonucunda depresyon da oluşabilir.

Atakların yaklaştığının hissedilmesinin yarattığı korku ve endişe ile ataklar çok daha zor geçebilir. Şiddetli ataklarda kişi bulunduğu ortamı hemen terk etme isteği yaratabilir. Araba kullanırken, yolda yaşanan ataklarda bu durum çoğu zaman tehlikeli olabilir. Evde, iş yerinde ya da her zaman gittiğiniz ortamda da ataklar kendisini hissettirebilir. Ataklarda insanlar çoğu zaman o ortamdan dışarı çıkması gerektiğini, ortamı terk ettiğinde iyileşeceğini düşünebilir. Panik atak geçtikten sonra; kişi üzerinden kamyon geçmişçesine müthiş bir yorgunluk, isteksizlik, sese, gürültüye, kalabalığa, ışığa karşı tahammülsüzlük, yatmak, dinlenmek ihtiyacı hissedebilir. Yanında güvendiği birisi olsun ama soru sormasın, fazla konuşmasın istenir.

Yaşanan ilk ataklarda kişi kalp rahatsızlığı geçirdiğini ya da fiziksel hastalığı olduğunu düşündüğünden sağlık merkezlerine, acile başvurabilir. Sonuç genellikle şaşırtıcıdır. Çünkü panik atak geçirenlerde fiziksel rahatsızlık belirlenemez. Çoğu zaman ataklar birkaç kez tekrarladığında durum anlaşılır ve panik atak teşhisi konulur. Panik atak kendi başına “Panik Bozukluk" olarak adlandırılan diğer psikolojik sorunların eşlik etmediği bir şekilde görülebileceği gibi, birçok obsesif kompulsif bozukluk, kaygı bozukluğu, sosyal fobi, hipokondriyazis (hastalık hastalığı) gibi birçok psikolojik bozukluğa ve Mitral Kapak Prolapsusu gibi bazı fiziksel hastalıklara eşlik eden ikincil bir sorun olarak da görülebilir. Panik atak yaşam kalitesini etkileme açısından çok ciddi etkileri olmasına rağmen psikoterapiye en iyi cevap veren psikolojik sorunların başında gelmektedir. Doğru ve uygun psikoterapi ile nüks riski olmaksızın yüzde 90 oranında başarı elde edilebilmektedir.

Deneyim Psikolojik Danışmanlarının Yapılacak Çalışmaları

  1. Kaygının ve korkunun bilişsel, davranışsal, fizyolojik etki ve rolü
  2. Korkunun fizyolojisi ve bilişin rolü hakkında eğitim.
  3. Hatalı ve abartılı yorumların belirlenmesi ve düzeltilmesi
  4. Felaketleştirme yorumlarının düzeltilmesi

Amaç iç uyaranlarla yeterince süre karşılaşmanın korku tepkisini azaltacağı- söndüreceği hipotezi üzerine kurulu alıştırma yapmak.

Koşmak, saunaya girmek, banyo yapmak, bisiklete binmek, kahve içmek, merdiven çıkmak gibi doğal exposurelar kullanılır.

Amaçlı olarak bedensel duyumlar öne çıkarılır. Ardından panikle başa çıkma stratejileri kullanılması aracılığıyla yapılır.

Panik bozukluk ile başa çıkabileceğinize inanırsanız ya da daha önce baş ettiyseniz yine bunu yapabileceğinizi bilirsiniz.

Bilişsel Yeniden Yapılandırma

Amaç uyarılma ile ilgili beden duyumlarını tehlikeli olduğuna ilişkin yanlış yorumlamayı düzeltmek amacıyla “kaç- savaş” tepkileri hakkında bilgi vermek ve anksiyeteyi provake eden inanışları ve sayıtlıları belirlemek kontrol etme becerilerini arttırmak.

 

Uzmanına Sor

Teşekkürler. Uzmanlarımız en kısa sürede sizinle iletişime geçecektir.

Üzgünüz, sistemsel bir hata oluştu. Daha sonra tekrar deneyiniz.